12 Mayıs 2019 Pazar

KISA BİR ARADAN SONRA / ÜRETMEK




Kısa bir Aradan Sonra

Üretmek

Ülkemizde üretmek çok zor. Özellikle yan sanayinin sürekli kapsam ve plansız işlemesi istenilen ürünlerin üretimlerini etkilemekte. Üretim yapan kişiler katma değeri çok yada az olduğuna bakmaksızın sürekli para kazanmaya yönelik işleri ön planda tutuyor. Kısa sürede iyi kazançlar elde ediyoruz ama maalesef bunlar uzun süreli yatırımları engelliyor. Planlamak pazar oluşturmak yorucu bir hal alıyor. Bazen önce bir yapalım her türlü ürünü satarız kafası bizi süreklilikten maalesef geri bırakıyor. O nedenle meslekler üretimler popülasyona göre eğilim sağlıyor. Bakıyoruz ki hangi ürüne talep var herkes olana kayıyor. Sonra terazimiz yan yan yatıyor. Şu ara çoğunlukla piyasada bu kadar üretim varken üretim eksikliği yaşıyoruz. Buda bizim asıl ihtiyacımız olan ürünlerin ithal edilmesine yada pahalıya alınmasına sebep oluyor. Herkes çarşı pazarı biliyor. Özellikle medya ya iyi malzeme oldu ve her gün haberlerde pazarın nabzını tutuyoruz. Ticaret bakanlığı haksızlık olduğunu ve gidermek için ise önlemler aldığını belirtiyor. Asıl olması gereken üretim önlemleri iken maalesef biz üretmediğimiz ürünler için fiyat artışını önlemeye çalışıyoruz. Nereden bakarsak bakalım sistemin çarkları ters dönüyor. Kulağı arkadan tutma terimi buna iyi bir örnek. Büyük ekonomi, yüksek ihracat rakamları bir çok alanda bir önceki yıl ya da ayların rekorlarını kırıyoruz ancak fiyatların yükselmesinin önüne geçemiyoruz. Bu nedenle esnafın elindeki mal diğerinden elli kuruş fazla diye haksız kazanç olduğunu öne sürüyoruz. Tabii abartanlar var, önüne geçilmesi gerekli. Bunu neden zabıtalar yapmıyor onu anlamış değilim. Ayrıca bu haksız kazanç yapanları boykot edin deniliyor ama kimin fiyatı fazla bilmiyorum. Çoğunlukla marketlerdeki fiyatlar pazara göre daha uygun. O zaman bizler pazardaki esnafı mı boykot edeceğiz. Hal yasalarından ülke ekonomi önlemlerinden üretim katsayılarından geriye kalan bu oluyor. Geçekten işin üretim olsa rekabet eder fiyatı ve kaliteyi artırırdık. Ama kimse üretimden yana değil hele rekabetten yana olan hiç yok. Ürün ve üretici bolluğu piyasada illaki rekabet ortamı yaratacaktır. Bu nedenle fiyat düşüp kalite artacaktır. Fakat şuan üretici firmaları rekabet yerine sadece fiyatları konuşuluyor.

               Her geçen gün büyüyen ve gelişen bir sektöre sahibiz. Okulların mezuniyetlerini çoğalttığı bu günlerde tekniker ve mühendis açıklarını ortadan kaldırdık. Her yerde istediğimiz kadar kalifiye elemana ulaşabiliyoruz. Çoğu yeni mezun olan arkadaşlarımız tecrübelerini kazanmak için bir çok deneyimlerini özgeçmişlerine eklemeye çalışıyor. Her geçen gün tecrübe katsayısı çoğalan sektörün kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir yapıya ulaşması için beklemedeyiz. Öncü sayılan bir çok kurum çalışmalarına kapalı kapılar ardında devam ediyor. Bilginin ve katma değerin bizleri ileriye götüreceğini daha  yakından anlıyoruz.

               Yeni mezun arkadaşların ilerlemeleri için bazı konulara değinmek isterim. Son zamanlarda kariyer günleri etkinliklerine davet almaktayım. Katılımların yükse oluşu beni çok heyecanlandırıyor. Bu konferanslarda en çok karşıma gelen sorular arasında cv de ne yazılmalı sorusu var. Bir işveren olarak bu konuların analizlerine bakıldığında standart cevaplar vermek kolay. Fakat gerçekten olması gereken ise bu değil. Asıl olan cv ler de yazılanların karşı tarafa nasıl geçtiği. Çoğu arkadaşımız ben çok etkinlik yaptım cv çok dolu sosyal ve kültürel etkinlikler yüksek. Referanslar da çok iyi neden beni değerlendirmediler gibi sorulara cevap arıyor. Bu tür sorular çok ama tek unutulan empati. Sadece kendimizi anlatıyoruz karşı taraf ne ister yada nasıl düşünür gibi soruları atlıyoruz. Cv denilen operasyon merhaba nasılsınız sorusuna cevap olarak ilerliyor. Talep ediyorsunuz ve cepheye gitmek için elinizdeki silahlarınızı gösteriyorsunuz. İnsani beceriler bunların en temel silahı. Sonrasında yeteneklerinizi göre silahlarınızın çapına bakıyoruz. Çoğu zaman çok silahınızın olması güçlü bir savaşçı olduğunuz anlamına gelmiyor. Asli olan yeterince ve geliştirilebilir olması. Öncelikle bakılan silahlandırıldığında bu kapasiteyi kaldırıp kaldıramaması. Bu tamamen askeri sınıflandırma düzeni gibi bir konu. Elinizde olan silahın nerede kullanılacağı çok önemli. Elinizde bir top varsa yakın muharebe yapamazsınız. Aynı şekilde muharebe yapacaksanız topla gidemezsiniz. Ama bir top kullanıcısını silahlandırıp muharebeye hazırlayabilirsiniz. İşin en temelinde asgari eğitim yatmaktadır. Savaşa gideceksek öncelikle asgari eğitim gerekli. Yıllarca bu eğitimi aldınız ve şuan ise savaşa gitmek istiyorsunuz. Askerler uzmanlaştırılmak için uzmanlık eğitimine giderler. Eğitim sonrasında ise başarı olanlara eğitim aldığı  alanda hizmet ettiğini gösterir bröve almaya hak kazanır ve takarlar. Bu süreçten sonra sonra genel askerlik dışında uzmanı olduğu alanda da hizmet sorumlulukları vardır. Bu alanda çalıştıkça uzmanlaşır ve tecrübe kazanırlar. İşe başlamakta bu şekildedir. Fakat her Türk gencinde olması gereken cesaret ve vatan millet sevgisi. Hayat bir savaş. İş hayatında ise savaşmak için niteliklerinizi geliştirmek önemli. İşveren yapmış olduğu maliyet karşısında alacağı kazanca bakar. Bu kazanç ilerisi için yatırımda olabilir yada hızlıca karşılıkta isteyebilir. Yeni arkadaşların ne iş olursa yaparım yerine ben bu şekilde yapabilirim yaklaşımı daha önemli yapıcı olacak ve ileride sonucu kötü tecrübeleri önleyecektir. Sadece tecrübe edinmek için yapılan işler maalesef ilerleyen süreçte sizleri daha anlamsız ve gereksiz şekillere sokabilir. Dikkat edilmesi gereken bir konu.

Peki ya ne yapacağız

Tek yapmanız gereken kendinize güvenmek ve sabırla beklemek. Beklerken de çabalamak ve samimiyetinizi karşı tarafa tam olarak anlatmak. O zaman istediğiniz hedefe daha hızlı ilerleyebilirsiniz.

Sakıp Sabancının Dediği Gibi; Çalışmak , Çalışmak, Çalışmak bu üç kavramdan asla geri durmayınız. Bir çok istişare edilen konun en atında bu gerçekler yatmaktadır.

Acar BALTAŞ’ın bir makalesi aslında neden iş ve personel sorunlarının olduğunun temelindeki sorunu bir nebze anlatıyor. http://www.acarbaltas.com/asiri-ebeveynlik-hastaligi/ adresinden takip edebilirisiniz.

MESUT ACAROĞLU
MAYIS 2019





Uzun Bir Sessizlik Ve Tekrar Ben (Yeniden Başlıyoruz)

 Merhaba Değerli dostlar. Uzun bir aradan sorma tekrar yazmaya ve bloğum da yayınlamaya karar verdim. Yaklaşık olarak 4 yıldır yayın yapmıyo...