Yeni
yılımız kutlu olsun.2018 yılının bitimiyle 2019 yılına daha umutla bakar olduk.
Yeni hedefler yeni umutlarımız var. Her şeye rağmen geçmiş yılın eksiklerini bu
yılda gidermek için hedefler yapıyoruz. Yeni yılın herkese bol sağlık ve kazanç
getirmesini dilerim.
Genel
itibariyle cihaz satışlarımızın ilerleme kaydedeceği bir döneme girdik. Artık
bizim için kırmızı çizgiler kabul edilebilir oldu. Euro ve dolar 3 ay öncesi
kadar rahatsız etmemeye başladı ve artık sektör de genişleme
kaydedeceğiz. Son bir yıla bakıldığında herkes ekonomist oldu, çoğunlukla yakın
çevremizden herkesin nasihat ettiklerini duyar olduk. Büyük ekonomi
porofosörleri yorumlarında yanılırken onlar kendinden emin adımlarla ilerlediler.
Gündem gerçekten çok tehlikeli, İnsanoğlunun ruhunda kâhinlik var. Fakat reel
sektör bu şekilde ilerlemiyor. Gerçekler çok acı bir hal aldı. Çoğu kişi
özellikle asgari ücretin yükseldiği şu günlerde personel çıkartmak için
bahaneyi buldu. Geri kalan çoğu kişide çıkartmamak için elinden geleni yapıyor.
İnanıyorum ki haklı ihtiyaçları olanlar kazanacak.
Tabi
bu ara da personelin durumu çok önemli. Sürekli patron milleti deyip işini
kayırmak olmaz. Herkes bu dönemde taşın altına elini koyacak. Koymak zorunda.
Ben maaşımı alırım yoluma giderim devri kapandı. Eskiden devlette yatarım işime
bakalım denirdi. Şimdi ise işini yapmayan devlet memuru bile sıkıntıda.
Personel sistemin çatlaklarını kullanmamalı. İlk basamak etiklik olası
gerekirken çoğu zaman kötü olanı seçmek daha cezbedici oluveriyor. O
zaman bahane haklı hale geliyor. Bu ince bir çizgi, insanoğlu kötü düşünmesin
hele, geri kalan arkasından geliyor. Bir kurum da patronun sorumluluğu kadar
çalışanın sorumluluğu da olmak zorunda. Olmayan bir zorunluluk maalesef kötü
sonuçlar veriyor. Özellikle hizmet sektöründe...
İşinizi
hakkıyla yapmıyorsak bu bir basamak olmalı. Kimse vazgeçilmez değildir ve
görmezden gelinen her şey görüldüğünde çok geç olabilir. Titanik buzağını
gördüğünde manevra yapmamaya çalışmış ama motorları olması gerekenden küçük
olduğu için hızlı olamamış. Sonunu herkes yıllarca televizyondan izledi. Eğer
kapasiteniz kaldırmıyorsa boş yere kendinizi zorlamanın anlamı yok, ya motoru
yakarsınız ya da titanik gibi batarsınız. Haaa o Şahsi munhasır arkadaşa ne mi
oldu. Titanik öyle hemen batmadı ölümcül yarayı aldıktan 3 saat sonra tamimiyle
battı. Sistemin açıklarını bulmak size sadece zaman kazandırır fakat telefi
etmek kazanmış olduğunuz zandan daha fazla kaybettirir. Bu nedenle patron ne
bahaneye ihtiyaç duysun, çalışan ne bir çatlağa. Herkes işini layıkıyla yaparsa
sonuç herkesin çıkarına. Olduğunuz konumu kimse kolay kazanmadı, herkes
tırnaklarıyla çalışarak didinerek yaptı. Neden bir günde çizginin karşına
geçiyor ki insan. Ne oluyor ki daha zengin oluyorsan, daha iyi
yaşıyorsan. Tek gerçek şu ki sen kendini satıyorsun, Ruhunu satıyorsun. Zaten
senin değilse elindekiler ne ise yarar.
Şarap
kültürü uzun zamandır takip etmeye çalıştığım bir konu. Bildiğiniz gibi şarap
üzümden üretilmekte, üretim için özel bağlar özel üzümler yetiştirilmekte.
Kaliteli bir üzüm ve şarap almak için yıllarca beklemek zorunda kalınıyor. İlk
çıkan hasatın tadı ile yıllar sonra çıkanın tadı çok farklı olabiliyor. Üzüm
bağları çok sulu toprağı sevmezler, her zaman rutubetli ve aromatik toplarda
yetişmesi önemlidir. Eğer bağ kökü su ya yakınsa çok uzamaz. Ama az su oranı
ile rutubetli bir toprakta çok uzun mesafeler kat edebilir. İşte işin sırrı da
bur da, kök ne kadar çok uzarsa topraktan aldığı aromalar ve mineraller o kadar
zengin olur. Üzüme çok iyi tad katar. Fakat kökler kısa ise çok aromatik bir
uzum bulamazsınız. Genelde taze tadım ihtiyaçlara yönelik olurlar. Is hayatı da
böyledir toprakta ne kadar yıl durduğunuz değil köklerinizin ne kadar çok
uzadığı sizin tadınız dır. Ucuz numaralarda günü kurtarmak sizi yıllar sonra
gurur duyacağınız bir şarap yapmaz. Kalitenizi arttırmaz. Sadece ucuz şarap
raflarında tatmayı bilmeyen ya da yeni başlayan kişilerin elinde meze,
sonrasında daha iyisini tadınca ise çöpte boş bir sise olarak kalırsınız. İyi
şarap tesadüf değildir ve kalitesi her zaman değer görür. Özetle çok iş çok
çalışma çok tecrübe değil. Kaliteli ve doğru yolda olmak ilerlememizin ilk basamağı.
Benim
için kalite kum havuzunda oymak için gerekli olan bir giriş biletidir. Bir ürün
gibi alınıp satılamaz. Kalite zaten olması gereken bir niteliktir. Eğer
çantanda bu yoksa boş yere kaliteden bahsetmeyelim.
Selamlar.
Mesut
ACAROĞLU
OCAK
2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.