Tek
sermayeniz ,fikirleriniz.(Beyin BEDAVA)
2018 yılı algılarımızı çok değiştirdi. Daha
önce alışmış olduğumuz her şey şuan denediğimiz halde sonuç vermiyor. Şaşkınız
ve çıkış yolu arıyoruz. Ekonomi , kur
dengesizlikleri , müşterinin ekonomiden
doğan kararsızlıkları, sipariş iptalleri, ithalat sorunları vs gibi bir çok neden bizi zora soktu. Alışmış
olduğumuz tüm dengeler değişti. Her şey o kadar kısa sürede oldu ki toplamaya
çalıştıkça sorunlar daha da büyüdü. Bu tür konuşmaları ve başkalarını suçlayan
sözleri son zamanlarda çok duyar olduk. Yerli üretimin önemini daha iyi anlar
olduk. İthal etmek daha ucuz kelimelerini artık duymuyoruz. Herkes anladı ki
yoklukta elimizde olan bizim için en büyük değer. Zamanında zor da olsa üretim
yapılması firmaların gelecek vizyonunu belirledi. Yapmayanlar ise hala dert
yanmakta. Tıbbi cihaz sektörü büyüyen ve
gelişen bir sektör . Hal böyle iken işletmenizin büyümesi tek başına anlamsız. En büyük destek ise
devlet.Devlet bir çok alanda destek vermekte. Geleceğe yatırım yapan firmalar
ise yerli üretim ve ar-ge faaliyetlerinin meyvelerini toplamakta..
Burada şu soru insanın aklını kurcalıyor
işletmeci olmak mı , girişimci olmak mı ? Girişimci özgür, özgün ve yaratıcı
olmalıdır , sektörel boşlukları görmelidir , ki kâr bunlar ile beraber gelir .Oysa
işletmecinin herhangi bir kulvarda kâr gütmesi yeterlidir.
Sağlık sektörü işletmeci olunabilecek bir
sektör değildir. Konu sağlık olduğunda her gelişme toplumun belli bir kesimi
için umut olabilecek iken , gelişime karşı koymamalıyız öyle değil mi ?
Güncel gelişmelerden de takip ettiğiniz gibi
alınabilecek destekler ,yerli sermayenin her geçen gün değer kazanması sektörel
anlamda heyecan verici . Bu adımın kişiye
özel bakım ve tedavi yöntemlerinin , gelişen ar-ge faaliyetleri ile dengeli
olarak yükselmesini sağlayacağı kanaatindeyim. Ülkemizde yeterli kaynağın
olduğuna dikkat çekmek isterim . Bahsettiğim
hem pazar kaynağı hem üretim planınız için malzeme ve teçhizat kaynağı. Her
yıl zehir gibi gençler ,büyük bir iştah ile sektöre girmek için
sabırsızlanıyorken , taze fikirlerden bahsetmiyorum bile.
İşletmeci olmanız ,bu fırsatı değerlendirmeniz
için geç kaldığınız manasına gelmez .Bir girişimci , sizin de sermayenize değer
katmak için ortak olabilir . Güç de
buradan doğuyor esasında .
Bilim sanayi ve teknoloji bakanlığının Ar-Ge personeli ve
nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek ve teşvik etmek
amacıyla yayınladığı 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım
Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun bu konuda kafanızdaki soru
işaretlerini giderecek nitelikte bilgiler sunmakta.
Ülke
olarak beklentimiz; yapılan Ar-Ge çalışmalarının ülkemize ekonomimizde katma
değer yaratacak, uluslararası pazarda rekabet gücümüzü artıracak ileri teknoloji
içeren ürünler olarak dönmesidir. Ürettiğimiz kadar var olacağız. Bu nedenle
üretmekten başka bir çıkış yolumuz yok.
Büyük küçük demeden her durumda
üretmeliyiz. Küresel pazarda üretimin sektör ve ülke için ne kadar önemli
olduğuna örnek olarak Çin Halk Cumhuriyetini verebilirim. Çeyrek asır önce
adından bahsedilmeyen bir ülke medikal alanda dünya devlerinin üretim çiftliği
haline geldi. Şu an Amerika başta olmak üzere tüm ülkelere ekonomi dersi vermekte.
Tabi ki etnik ve konumsal nedenler sizi ileri götürmekte , yalnız tek gerçek
çalışıp üretmek. Seyahatlerim esnasında anladım ki ön yargılarımızdan dolayı
maalesef kalıplara girip kendimizi engelliyoruz. Çin hükumeti ise sadece
üretmeye odaklanmış hiçbir ön yargı olmadan büyük küçük demeden sadece
üretiyorlar ve ürettikçe öncü oluyorlar. Bizlerin de tek gerçeği üretim.
Ön
yargılarımızdan kurulup elimiz taşın altına koymak birey ve vatandaş olarak çok
önemli. Başka bir Türkiye yok bu nedenle elimizdekilerin değerini bilelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.